Kadri yüce, şerefli, güçlü, güç ve efor, az ve ender, kerim ve cömert olmak, galip ve üstün gelmek, su akmak anlamlarındaki a-z-z kökünden türeyen azîz Allah’ın sıfatı olarak; üstün, güçlü, güçlü, galip, âciz olmayan, şerefli, kıymetli, kahhar ve melik demektir.
Azîz sözcüğü Kur’ân’da 99 kez geçmiştir. Bunlardan 90’ı Allah’ın sıfatıdır. 47 yerde, hakîm adı ile beraber bunun dışında zü’ntikam Âl-i İmrân, 3/4, kavî Hûd, 11/16, hamîd İbrahim, 14/1, rahîm Şu’âra, 26/9, alîm Neml, 27/78, gafûr Fâtır, 35/28, vehhab Sâd, 38/9, ğaffâr Sâd, 38/66, kerîm Duhân, 44/49, cebbâr Haşr, 59/23 adlarıyla beraber kullanılmıştır.
“Allah azîzdir, hakîmdir” Bakara, 2/220;
“Allah azîzdir, intikam sahibidir” Âl-i İmrân, 3/4;
“Allah elbette güçlüdür, azîzdir” Hac, 22/40;
“Senin Rabbin azîzdir, rahimdir” Şu’ârâ, 26/9;
“O azîzdir, alîmdir” Neml, 27/78;
“O azîzdir, hakîmdir” Ankebût, 29/42;
“Allah azîzdir, gafurdur” Fâtır, 35/28.
Azîz sıfatı; Allah’ın güçlü, güçlü, gâlip, her istediğini yapabilen, her laf, iş ve kararını icra edebilen, her şeyden üstün ve şerefli olduğunu ifade eder.
Bütün izzet Allah’ındır Nisâ, 4/139.
O, şeref ve kudret sahibidir Sâffât, 37/180.
Peygamber ve mü’minlere izzeti veren de O’dur Münafikûn, 63/8.
İzzet, şeref, efor ve kudret isteyenin de O’na yönelmesi gerekir Fâtır, 35/10.
“O, dilediğini azîz, dilediğini de zelîl eder” Âl-i İmrân, 3/26.
Allah’ın bu sıfatına mu’ızz denir. Azîz adı ile aynı kökten gelen mu’ızz sözcüğü, ad biçiminde Kur’ân’da geçmemiştir, ancak bu niteliği, Âl-i İmrân sûresinin 26. âyetinde “tu’ızzü” fiili ile ifade edilmiştir. “Muizz” adı, Tirmizî’nin el-esmâü’l-hüsnâ ile alakalı rivâyetinde geçmektedir Tirmizî, Deavat, 83.
Azîz sözcüğü efor ve güç gelmek anlamında Hz. Muhammed’in Tevbe, 9/128, şerefli, kıymetli, eşi güç bulan anlamında Kur’ân’ın Fussilet, 41/41 sıfatı olarak ve güc Hûd, 11/91, şanlı, şerefli Fetih, 48/3 anlamında da kullanılmıştır.
Aziz sözcüğü Kur’ân’da, Mısır hazine bakanının sıfatı olarak da geçmektedir Yûsuf, 12/30, 51, 78, 88.