Peygamberlerin vazifeleri âyet-i kerîmelerde üç maddede hulâsa edilmiştir. Bu âyetlerden biri şöyledir:

“(Ey insanlar!) Andolsun ki, kendi içinizden, size bir peygamber gönderdik. O; size;

Üç mühim vazife:

Birincisi: Dîni tebliğ etmek. Cenâb-ı Hakk’ın tâlimatlarını gönüllere ulaştırmak.

İkincisi: Tebliği kabul edip müslüman olanların iç âlemlerini tezkiye etmek; duygularını temizlemek. Onlara; muâmelâtta adâlet ve ihsan, ahlâkî olgunluk ve edep kazandırmak.

Üçüncüsü: Bu rûhî terbiye neticesinde mü’minlere, Kitâb’ın derinliklerini; kâinat, hâdisat ve vukûatta sergilenen ilâhî sır ve hikmetleri öğretmek.

Vazifelerin tertibinde, sıralanmasında da şu incelik vardır: Kitap ve hikmet tâliminden önce, tezkiye yani iç âlem temizliği lâzımdır.

Sahâbe efendilerimizin de önce gönülleri temizlendi, ancak bundan sonra hikmetlere âşinâ oldular.

Kendilerini devrin ve dünyanın akışından mes’ul görerek kıtadan kıtaya îmân ile koşturdular. İnsanlığın hidâyet ile ihyâ olması için bütün ömürlerini Allâh’a ve İslâm’a adadılar.