Zilzâl sûresi Medine’de nâzil olmuştur. Ancak üslûp bakımından Mekkî sûrelere benzer. Çünkü bu sûrede de, öbür Mekkî sûreler gibi, kıyâmet günü alana gelecek korku verici haller anlatılır. 8 âyettir. İsmini, bcerahatçi ayette geçen ve “şiddetli sarsıntı, zelzele” mânasına gelen اَلزِّلْزَالُ zilzâl kelimesinden alır. “Zelzele sûresi” olarak da anılır. Mushaf tertîbine göre 99, iniş sırasına göre ise 91. sûredir. Kaynak: kuranvemeali.com

Sûrenin erdemi hakkında söylenti edilen hadise göre bir sahâbî Resûlullah’ın s.a.s. huzuruna gelip kendisine Kur’an okutmasını istemiş, Hz. Peygamber s.a.s. “elif lâm râ’”, “hâ mîm” veya tesbih kavramıyla başlayan sûrelerden okumasını söylemiş, sahâbî bunların her bkocaman için, “Yaşım ilerlemiş, kalbim sıkıntılı hale gelmiş, dilim de kalınlaşmış” biçiminde bahane beyan ederek kendisine özlü bir sûre okutmasını arz etmiştir. Resûl-i Ekrem s.a.s. ona Zilzâl sûresini okutmuştur. Sahâbî okumasını bitirince, “Seni hak peygamber olarak yollayan Allah’a yemin ederim ki yaşamımın sonuna kadar buna başka bir şey ilâve etmeyeceğim” demiş ve oradan bölmüştür. Bunun üzerine Hz. Peygamber s.a.s. şöyle demiştir: “Bu adam kurtuluş yolunu bulmuş, kurtuluş yolunu bulmuştur.” Müsned, II, 169; a.e. [Arnaût], XI, 139-141; Ebû Dâvûd, “Şehru ramażân”, 9; İbrâhim Ali, s. 302-303, 360-361 Abdullah b. Abbas’tan r.a. söylenti edilen bir hadiste de Resûlullah s.a.s., Zilzâl sûresinin Kur’an’ın yarısına, İhlâs’ın üçte biltihaba, Kâfirûn sûresinin de dörtte biltihaba denk geldiğini söylemiştir. Tirmizî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 10 Kaynak: DİA

Kategori: